19 Kasım 2008 Çarşamba

USB 3.0 nihayet resmiyet kazandı!


Hakkında çok fazla konuşulan yeni USB standardı, yapılan açıklamayla nihayet resmiyet kazandı.

USB 2.0'nin varisi olan yeni süper hızlı USB 3.0, daha önce de duyurduğumuz gibi, SuperSpeed USB Developers konferasında ilk kez resmiyet kazandı. USB 3.0 spesifikasyonları, konferansta resmi olarak duyuruldu.

2009'un ikinci yarısında yüzünü ilk kez göstermesi beklenen yeni USB standardının 2010 yılında ise tüm tüketicilere ulaşarak tamamen standartlaşması öngörülüyor. SuperSpeed USB'nin dünyada kullanılan birçok teknolojik cihazı yakından etkileyeceğini belirten USB-IF (USB Implementers Forum)başkanı Jeff Ravencraft, USB 3.0'ün USB 2.0'den sonra çıtayı biraz daha yükselteceğini vurguladı.

Ravencraft, sözlerini şöyle sürdürdü: "Günümüzde tüketicilerin büyük bir bölümü zengin medya ve dolayısıyla devasa boyutlardaki dijital dosyalarla ilgileniyor. Bu verilerin en hızlı şekilde cihazlardan PC'lere ve PC'lerden cihazlara iletilebilmesi için USB 3.0 büyük bir adım oalcak."

Saniyede yaklaşık 4,8 Gbit'lik bir veri aktarımı sağlayabilen USB 3.0, HP, Intel, Microsoft, NEC, ST-NXP Wireless ve Texas Instruments ortaklığı ile geliştirildi.

Jules: Onu bir insandan ayırmak oldukça güç!

Yüzüne bakıp da tamamen cansız olduğuna inanmak zor. O, gün geçtikçe insana daha fazla benziyor.


Adı Jules... Jules son haliyle görenleri şoke ediyor. Çünkü o aynen bir insan gibi yüz mimikleriyle sevincini, öfkesini, üzüntüsünü, endişesini belli edebiliyor. O, dünyanın en gelişmiş "hümanoidi"... Yani en gelişmiş "insansı robot".

Bir süre önce Japonlar da küçük bir kız hümanoid geliştirmişlerdi. O da son derece gerçekçi ama yüz mimikleri Jules'inki kadar insani değil.

3.5 yıllık bir çalışmanın ürünü olan Jules şimdilik bedensiz. Yüzü tamamen kendi yazılımı tarafından kontrol ediliyor ve derisi altına yerleştirilmiş olan çok küçük "motorlar" tarafından "yüz kasları" aynen insanlarda olduğu gibi hareket ediyor. Gözlerine yerleştirilen kameraların kaydettiği insan yüzlerindeki mimikleri bire bir taklit etme yeteneğine sahip. Üstelik konuşabiliyor.

Bristol Üniversitesi'nin Robotik Laboratuvarları'nda geliştirilen Jules'a beden yapmanın daha kolay olduğunu söyleyen bilim adamları "Önemli olan insan mimiklerini bire bir taklit eden bir hümanoid yüzü geliştirmekti" dediler. Hümanoid robotların ileride insanların hizmetinde olmaları amacıyla geliştirildikleri belirtiliyor. Japonlar tarafından geliştirlen robotlar arasında, bir hastanenin danışmasında, hastaları gerekli bölümlere yönlendiren robot, müze rehberi robot, yaşlı ve hasta kimselere eşlik eden ve yardımcı olan robotlar yer alıyor.

Ancak onlar, insana Jules kadar bezemiyor. Kimi şüpheci çevreler ise Jules gibi hümanoidlerin casusluk ve hatta etiğe aykırı işlerde kullanılabilecekleri uyrısını yapıyor.

chip.com.tr - Hürriyet

Samsung'dan teknolojik buzdolabı!


Samsung RFG299 diğer buzdolaplarından oldukça farklı. Peki ama onu rakiplerinden ayıran ne?


Pazartesi günü bir açıklama yapan Samsung, RFG299 model yeni Fransız Kapılı Buzdolabı'nı (French Door Refrigerator) tüketicilerine sunduğunu duyurdu.

Samsung'un yeni buzdolabını sayfalarımıza taşıyan özelliği ise üzerinde yer alan 7 inç'lik LCD ekranı. Bu LCD ekran ile kullanıcılar, sadece buzdolabının sıcaklığını kontrol etmek ya da dolabın su filtresini izlemekle kalmayacak; bunun yanında takvim, program ve fotoğraf fonksiyonlarına da ulaşabilecek.

Standart bir buzdolabına göre bir hayli büyük olan yeni Samsung buzdolabı, bunun yanında LED aydınlatmasıyla da tüketiciler için dahili ışıklandırmayı göze hitap eder bir hale getiriyor.

Best Buy'dan satın alınabilen yeni Samsung RFG299'un fiyatı ise yaklaşık 3.099 Dolar ve ürünün siyah, platin ve beyaz modelleri bulunuyor.

16 Kasım 2008 Pazar

Online 'kelle avı' başladı


Web üzerinde başlayan online insan avı gerçek hayata da sıçramaya başladı, tartışmalar alevlendi.


Aslında herşey 2001 yılında çok masum bir şekilde başlamıştı. Çin'in popüler internet sitelerinden biri, içeriğini insanların oluşturduğu bir arama motorunu hizmete sunarak kullanıcılarının filmler, şarkılar ve benzeri konularda ilginç bilgiler ve dedikodular girebilecekleri bir sistem kurdu. Kullanıcılar eğer iddiaları doğruysa karşılığında site üzerinden harcayabilecekleri sanal bir para ödülü de kazanabiliyorlardı. Fakat zaman içinde işler değişmeye başladı.

Çin'de 2007 yılında intihar eden bir kadının, binanın 24. katından kendisini atmadan önce internet günlüğüne ölümünden kocasını sorumlu tuttuğuna dair yazdığı bir yazı ilgi çekti ve internet kullanıcıları kocasının gerçekten suçlu olup olmadığını araştırmaya başladılar. Bir kaç gün içinde binlerce gönüllü insan avcısı türedi ve ölen kadının kocasının yaşamı tüm detayları ile internete düştü. Daha sonraki aylarda adam ve tüm ailesi ölüm tehtidlerine varan bir kabusla karşı karşıya kaldılar.

O günden sonra Çin'de internet üzerinden gönüllü insan avı hızla popüler oldu. Bugün kedi yavruları öldüren bir kadın veya evlilik dışı bir ilişki sürdüren bir erkek kolaylıkla online avcıların hedefi olabiliyor. Son derece ısrarcı olan bu gönüllü avcılar eğer bir kez kafayı birine takarlarsa, peşini kolay kolay bırakmıyorlar. İnternet üzerindeki en ufak ipuçlarını bile bir dedektif gibi inceleyerek, suçlu olduğunu düşündükleri kişinin izini sürüyorlar.

Kısa zamanda kontrolden çıktı

Örneğin bahsi geçen kedilere eziyet eden kadın Çinli insan avcıları tarafından aylarca takip edildikten sonra, eBay sitesinden bir hançer satın alırken kimliği teşhis edildi. Kısa süre içerisinde işini kaybeden kadın, bu kez de internet dışına çıkarak gerçek hayatta peşine düşen nefret dolu insan avcıları ile karşılaştı. Telefon, faks ve e-posta yoluyla taciz edilen kadına sayısız ölüm tehtidi de yağmaya başladı. Evinin duvarları nefret mesajları ile doldu.

Bu avdan mağdur olan pek çok kişi özel hayatlarına müdahale edenleri mahkemeye vererek kendilerini korumaya çalıştı. Üstelik bu gönüllü dedektifler için doğruyu yanlıştan ayırmak da her zaman mümkün olmuyor. Örneğin Paris'te olimpiyat ateşini çalmaya çalışan kişi olarak peşine düşülen ABD'de yaşayan Tibetli bir kişi, suçsuz olmasına rağmen ölüm tehtidleri ve çeşitli fiziksel olmayan saldırılarla uğraşmak zorunda kaldı. Şu anda o da hakkını mahkemede arıyor.

Bir eğlence olarak başlayan, seks skandalları ile popüler hale gelen ve artık kontrolden çıkmaya başlayan bu online insan avı, Çin mahkemelerinin gündelik konularından biri haline gelmiş durumda.

3 Kasım 2008 Pazartesi

Şimdide lazer TV çıktı

İlk lazer TV piyasaya çıkıyor. İşte lazerin gücünü arkasına alan dev TV.


Mitsubishi firması ABD'de LaserVue-TV cihazının ilk modelini piyasaya sürüyor. Televizyon görüntüyü arka tarafta bulundurduğu bir projektör sayesinde oluşturuyor; bu projektör üç lazer ışığı yardımıyla sahneyi canlandırıyor. Teknoloji daha ufak bir yapı biçimlerini mümkün kılıyor. Televizyonun derinliği sadece 25 cm.

Lazer teknolojisi sayesinde çok daha aydınlık ve çok daha keskin görüntüler ortaya çıkıyor. Ayrıca cihazın LCD ve Plazma'lardan iki kat daha fazla renk görüntüleme kapasitesine sahip olduğu iddia ediliyor. LaserVue ilk olarak iki farklı büyüklükte sunulacak. Öncelikle 65 inçlik cihaz piyasaya sürülecek; sonrasında 73 inç devreye girecek.

Lazer televizyonu yüksek çözünürlüklü bir görüntüyü (maksimum 1080i) 120 Hertz frekansında canlandırabilecek. Ekranın parlaklık değeri ise 500 Kandela.

65 inçlik LaserVue'nin fiyatı yaklaşık 7000 dolar. Mitsubishi kısa vadede Avrupa pazarına girmeyi düşünmüyor.

Kredi kartınızı çaldırmayın

2006 yılından bu yana aktif olan bilgisayar virüsü, kredi kartlarını nasıl çalıyor?


Üç seneden beri ortalıkta dolaşan bir trojan toplam yarım milyonun üzerinde kredi kartı ve hesap bilgisi toplamayı başardı. Bu bilgiler arasında banka hesaplarından FTP şifrelerine ve e-postalara kadar hemen her şey var. Yazılım muhtemelen Rusya'dan kontrol ediliyor.

"Sinowal" ismindeki trojan RSA FraudAction Research Lab'a göre 2006 Şubat ayından bu yana aktif ve uyum sağlayabilme yetisi sayesinde halen hayatta: Sadece 2008 Nisan ve Ekim ayları arasında araştırmacılar zararlı yazılımın 60 farklı sürümünü keşfettiler.

Sinowal, Master Boot Record'a (MBR) yerleşiyor ve bulaştığı PC'nin önceden programlanmış 3000 adet finans sitesini açmasını bekliyor. Bu süreç tamamlandığında trojan URL'yi veya sitenin bir kısmını değiştiriyor ve böylece kredi kartı bilgilerine saldırıyor. Sadece geçen 6 ay içinde trojan 100.000 yeni kurban buldu.

Trojan güvenlik yazılımları tarafından çok zor tespit ediliyor; en yeni sürümünü tarayıcıların sadece üçte biri tanıyor.

kaynak : HÜRRİYET
Google